İngiltere’nin kuzeyinde aksi mümkün olmasa da ülkemizde bir garip bakarlar adama, "abi ben Newcastle'ı destekliyorum," diyince..
Türkiye'de bir Newcastle United taraftarı olmak, çevrenizdekilerin "lan hasta mısın b*k mu var Newcastle'da" temalı cümlelerini dinlemek zorunda kalmaktır.. Takımınızın haberlerini sadece internetten takip edebilmek, canlı yayın programlarında yer almamayı ve buna içerlememeyi öğrenmektir..Spor mağazalarına girip, "Hocam, Newcastle United'ın deplasman forması var mı?" diye sorduktan sonra görevlinin garip bakışlarına dik dik bakarak karşılık vermektir.
Manchester United, Liverpool, Arsenal ve Chelsky'nin art arda gelen başarılarına uzaktan bakmaya alışmak, ligde fırtına gibi esen Robert Martin Lee, Steve Howey, Ian Rush ve Faustino Asprilla'lı kadroyu çılgınlar gibi özlemektir.. Britanya topraklarında yürümüş en büyük golcü olan Alan Shearer'ı ve anısını yüreğinde yaşatmak, onun gül yüzünü televizyonda görünce istemsizce gülümsemek, Sir Bobby Robson'ın vefatıyla karalara bürünmektir.. Ruud Gullit'i öfkeyle anmak, Mike Ashley & Derek Llambias ikilisinin soy ağacına çalışıp yaratıcı küfürler yaratmaktır..
“Goal” filmiyle coşmak, sokakta kendi kendine “santiaaagoo santiiaaaagooo oleee oleeee oleee” diye mırıldanarak dolanmaktır. "Failure United" olarak anılsa da takımına inanmak, “King Kev”’in askerleri olarak "Always Coca Cola" diyen kendini bilmezlere göğsünü gere gere "geri geleceğiz!" diyebilmektir.. Yenilmek ama yılmamak, perişan olmak ama yine de inanmaktır..
İngiltere'nin en güzel stadyumlarından birine sahip olan takımıyla her şeye rağmen gurur duymak ve uzaktan uzağa da olsa her hafta 52.387 koltuğun dolduğunu bilerek mutlu olmaktır.. Takımın kazandığı son üst düzey kupa 1969 yılında olsa bile "güzel günler göreceğiz, güneşli günler" diyebilmektir..
Bir gün Shearer's Bar'da koca bir bardak Brown Ale içtikten sonra St. James' Park'ta bir maç izleyebilmek, taraftarla kaynaşabilmek, tezahüratlara eşlik edebilmek hayaliyle yanıp tutuşmaktır..
Bu satırları yazarken tüylerin diken diken olmasıdır Newcastle United taraftarı olmak..
İnanmaktır kanadı kırık saksağana.."Sevinmek için sevmedik" felsefesini iliklerine kadar yaşamaktır..
BLACK ULAN!
Seni anlıyorum ve buradan haykırıyorum; Borussia Dortmundluyum ulan!
YanıtlaSildostum bende Newcastle taraftarıyım 7 yaşımdan beri ve gerçekten seninle aynı kaderi paylaşıyorum. "Bir gün Shearer's Bar'da koca bir bardak Brown Ale içtikten sonra St. James' Park'ta bir maç izleyebilmek, taraftarla kaynaşabilmek, tezahüratlara eşlik edebilmek hayaliyle yanıp tutuşmaktır.." her Geordie nin hayali olduğu gibi benimde birgün kesinlikle yapmak istediğim birşey. Bu sene Toon'a gidiyorum umarım. Howay Pardew's Black N' White Army.
YanıtlaSilArkadaşlar ben de bir newcastle taraftarıyım sizlere ulaşmak isterim tabi sizde isterseniz Newcastle Aşkına :)))
YanıtlaSildostum bugün yana yıkıla newcastle forması aradım.aynı dertten muzdaribiz
YanıtlaSilbende öyle nekadar forma aradıysam bulmadım 2,3 senedir ararım :D
YanıtlaSilpuma mağazalarında 190 tl baskısız.
Silsportsdirect.com dan baskılı turkiye'ye kargo dahil 100 liraya gelir
ben aldım forma cok guzel.
istanbuldaki taraftarlarla bir gün maç izlemek isterim.
Forma bulmak hakikaten dert ama arayan buluyor :)
Silİnternetteki replica çılgınlığına dikkat ama :)
blogun sahibi lutfen taraftarları buluştur.bir Newcastle maçı izleyelim.istanbuldan adil
YanıtlaSilSeve seve! :)
SilMerhabalar, uzunca bir süredir bloga ara vermiştim, mesajlarınızı görmek harika. İstediğiniz zaman buluşup dertleşebiliriz :)
YanıtlaSilSevgiler :)
bu yazıyı görünce duygulanmamak elde değil eline sağlık:)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil