14 Eki 2014

Anti Klişe Timi

"Ben bu takımın evladıyım"
Bu cümlenin üzerine tüy diken ifade "boş mukaveleye imza atmak"tır. Sözleşme süresi sonunda ya da sözleşme yenileme aşamasında yapılan uzun uzadıya pazarlıklar zaten hep evlat olmakla alakalı durumlar.

"Normalde hakemler hakkında konuşmam ama..."
Karşısında kamera ve mikrofon gören hemen her teknik adam ve futbolcunun sarıldığı cümledir. Hele hele favori gösterildikleri maçta istedikleri sonucu alamazlarsa... Bize her gün anormal! Üst üste üç pas yapamıyorsan zaten hakemler hakkında konuşma deyyus!

"Bizi engellemek istiyorlar"
Tüm cihan birleşmiş de bu takımın, teknik direktörün ya da oyuncunun önünü kesmeye çalışıyorlar ya, işte ben ona yanıyorum. İşte bunlar hep İllumunati...

"Önümüzdeki X maçı kazanıp..."
Matematik basit. Kalan maç sayısı X ise hedeflenen puan X*3'tür. Henüz gerçekleştiği görülmemiş olsa da bu ifadeden vazgeçmek ne mümkün!

"Milli takım arasını iyi değerlendirip..."
Takımda işler kötü gidiyorsa, bir iki de sakatlık varsa ağızlardan bu cümlenin dökülmesi kaçınılmazdır. Milli takım arasını iyi değerlendirmenin yolu Reina'dan geçer...

"Konuşursam Türkiye sallanır!"
Bu, en uç noktaların cümlesidir. Kurulan komplolar, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar ve dünyayı ele geçirme planlarını ifşa etmek mikrofon karşısındakinin boynunun borcudur. Henüz ne konuşan oldu, ne de ülke sallandı.

Tornacı Shabala..

"Bunların yarısı tornacı kalanı da manav ve sıhhi tesisatçı, topu kaleye elleriyle bile getiremezler!" Sonuç: İzlanda 3, Türkiye 0...

"Cech, hatırlıyor musun, son dakikada nasıl da iteledik size!" Sonuç: Çek Cumhuriyeti 2, Türkiye 1...

"Tamam, ilk maçta kötüydük, ikinci maçın ilk yarısında harikaydık ama şansımız yaver gitmedi...  Bu bizim çıkış maçımız.. 3 puan banko bizim. Hele bir kilidi çözelim, gerisi gelir!" Sonuç: Letonya 1, Türkiye 1...

Kadro değerleri, FIFA sıralaması, istatistikler, süpersonik ligimizin marka değeri, akıllara ziyan yetenekli futbolcularımız.. Geçiyorum bunları..

Anorthosis'li Shabala'nın attığı gol, yukarıdaki yorumları ulusal televizyon kanallarında yapan , aynaya bakma zahmetine girmemelerine rağmen, üç doksan dakikanın ardından gol yemeden 8 gol atarak 9 puan ile grup liderliğine oturan tornacıları ezberden yorumlayan şabalaklara gelsin..

Neslinizin ivedilikle tükenmesi dileğiyle...

Haydi biz de Euro 2016'da kendimize takım seçelim.. (Benimki İngiltere.. Yine...)

Not: Tam da yeni kaleci denenecek maçtı hocam. Zaten Ersan Gülüm de an itibariyle ligin en az gol yiyen takımının savunmasının göbeğinde oynamıyor. Evet evet, zaten mantıklı olan da buydu.

Not 2: Hakem lobisi, dünyayı ele geçirmeyelim diye yine üzerine düşeni yaptı tabii..

9 Eki 2014

Kardeş(!)

Beşiktaş, bir buçuk yıldır evsiz. Yönetimin stadı tribün tribün değil de komple yıkarak inşaata girişmesi eleştirilebilir bir durum olsa da, bugün kulübün içinde bulunduğu durum budur.

Evsiz kartal, mücbir sebeplerle İstanbul'da olduğu iddia edilen ve hatta bir futbol stadyumu olduğu iddia edilen Atatürk Olimpiyat'a (stadyum demeye dilim varmıyor) mahkum.

Evimize dönmeye az kaldı...
Orası uzak, orası soğuk, orası rüzgarlı, oraya yüz binlerce dolar harcanıp takılan rüzgar panelleri dahi dayanamadı...

Orası zemin fukarası bir patates tarlası, orası öyle bir yer ki çim dahi bitmiyor!

Orada tezahürat yapmak da dert havaya girmek de.. Takımı havaya sokmak da dert, sahaya sesini duyurmak da..

Orası, yanlış fizibilite çalışmasının ürünü bir israf anıtı...

Bu bitmeyen dertler silsilesinden ötürü, derbiler ve Avrupa maçları hariç sezonun ilk yarısı için ezeli ve ebedi dostlarına misafir olmak isteyen Beşiktaş'ın yüzüne kapanmayan tek bir kapı kalmadı.. 

Canlık, kardeşlik, dostluk laf salataları iş başa düşünce ne de güzel buharlaşıyor değil mi?

Beşiktaş şimdi bir iç saha maçını evinden Ankara'da oynayacak.. 

Bu utanç da "kardeşlerine" bir ömür yeter.. 


True Geordie Fan

Newcastle United, Premier League, Şampiyonlar Ligi ve oyun dünyasıyla ilgili renkli ve epey "samimi" yorumları olan bir Geordie'nin videolarını izlemenizi öneririm. Gerçi son dönemde bir "şöhrete dönüştüğü" ve "ilk zamanki gibi olmadığı" eleştirileri alıyor olsa da, "true geordie fan" hâlâ takip etmeye değer bir zat..


Kendisiyle tanışma videom.. Fifa 2015 ve 89'luk Shearer isyanı..


Rangers ve Mike Ashley

Newcastle United'ın tombik sahibi Mike Ashley, son hisse alımlarıyla birlikte Rangers hisselerinin %9'luk kısmına sahip oldu ve kulübün en büyük ikinci hissedarı konumuna geldi. Bu oran teorik olarak büyük olmasa da, Ashley'nin, Glasgow ekibinin mağazaları ile stadyum isim hakkının da sahibi olması dengeleri değiştiriyor.  Kısacası, Ashley'i çok yakın gelecekte başı belada olan Rangers'ın yeni patronu olarak görebiliriz.


Peki Ashley bunu neden yapıyor? 
Rangers şu anda finansal açıdan can çekişiyor. Kulüp iki yıl önce borçları sebebiyle tasfiye edildi. Üçüncü lige düşürüldüler ve her şeye en baştan başladılar..

Ashley'nin futbola ilgisinin kulüp taraftarlığından ziyade kârlı iş anlaşmaları olduğunu söylemeye gerek yok. Üstelik, 4 milyar Pound'luk serveti ve Sports Direct gibi altın yumurtlayan bir tavuğu olduğu sürece de eli, pek çok alanda istediğini yapabilecek kadar güçlü.

İşte bu noktada, kötü finansal verileri bir pazarlık fırsatına çevirme gayretine girişen Ashley 142 yıllık bir geçmişi, Ibrox Stadyumu gibi bir mabedi, eşsiz bir taraftar ve kulüp kültürü olan Rangers'ı "ucuza kapatıp" yakın gelecekte Şampiyonlar Ligi'nde tekrar boy gösterecek bir ekip oluşturduktan sonra satmak ve servetini büyütmek derdinde.

Peki bu teknik olarak mümkün mü?
Gayet tabii mümkün. Newcastle United ve Rangers avrupa kupalarında karşı karşıya gelmediği sürece hiçbir sorun yok. Üstelik, gelseler dahil UEFA'nın "%50,1" kuralı bir şekilde kılıfına uydurulacaktır.


Ya Newcastle United?
Newcastle United cephesinde durum aynı.. "Failure United"

Bir, bir buçuk sezon süren bir kıpırdanma, ardından gelen hızlı ve net çöküş tüm bunların üzerine tuz biber eken transfer fiyaskoları.. Gutierrez'in testis kanseri teşhisi ve takımdan gönderilmesi, Debuchy ve Cabaye'ın yerlerinin doldurulamaması, başta savunma olmak üzere takımdaki kilit noktaların tecrübeli isimler yerine zaman zaman aşırı bonservis bedelleri ödenerek alınan gençlere emanet edilmesi ve 7 maçtır galibiyet alamayan, çaresizlikten Obartan ve Jr. Ameobi'ye sarılan Pardew'in takım üzerindeki kontrolünü yitirmeye başlamış olması şeklinde başlayan maddeleri yazmaya kalksak epey kalınca bir kitabımız olur.

Ashley yine de elindeki Newcastle United hisselerini 2016'ya kadar satmayacağını tekrar açıkladı. Buradaki güdüsü (tahmin edilebileceği üzere) yaptığı yatırımın karşılığını henüz alamamış olması. Bu yaklaşımla da işi epey zor.

Kısacası adanın kuzey yakasında bu ara işler epey stratejik ve karmaşık..

Ben esas, bu işlemlerin tamamlanmasının ardından Ibrox tabelasının indirilip yerine "Sports Direct" tabelasının asılacağı gün çıkacak olayları merak ediyorum..

8 Eki 2014

Tekrar merhaba...

Dört yıl ara vermişim.. Neden vermişim bilmiyorum ama çok özlemişim..
Haydi, karalamacaya devam..