23 Haz 2010
Fowler! Robbie Fowler!
Bazı adamlar vardır, formalarıyla bütünleşir. Takımından ayrılsa bile seyircisinden kopamaz.. Başka formalar terletse de gözü, kulağı, yüreği yuvasındadır..
Elbette ki Manchester'dan kalkıp İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi Finali'nde sessiz sedasız gelen, taraftarın arasına karışıp onlarla çılgın gibi tezahürat yapan deli aşıktan, kraldan, tanrıdan, Robbie Fowler'dan bahsediyorum..
Doğduğu kentin mavi yakasına aşık olan 1975 model bu golcü “Merseyside Blue” cenahında çeşitli okul takımlarında oynadı. 10 yaşına geldiğinde Liverpool tarafından keşfedildi ve genç takıma dahil oldu. Bir Everton taraftarı olarak Liverpool’a soğuk bakıyor olsa da bu donuk hissiyatın yerini ölümsüz bir aşka bırakması uzun sürmedi..
17 yaşında profesyonel oldu, 2. maçında ilk gol, 5. maçında ise ilk hat-trick sevincini yaşadı. 1994-1995, 1995-1996 ve 1996-1997 sezonlarında her sezon ortalama 30 gol atmak gibi insanlık dışı bir rekora imza attı. Taraftarlar ona taptıkça, o da en iyi olduğu şeyi yaptı, gollerini ardı ardına sıraladı.. [Arkasında oynayan ve Liverpool’un efsanevi “şeytan üçgeni”nin diğer iki köşesi olan Stan Collymore ile Steve McManaman’ın da hakkını yememek gerek bu noktada..]
2 kez üst üste yılın genç oyuncusu seçildi, takımına 2 Lig, 1 Federasyon ve 1 UEFA kupası bir de süper kupa kazandırdı. Kırmızı forma içinde 9. yılını doldurduğunda toplam 120 golde adı vardı.
Fowler sadece “leblebi gibi” gol atan bir adam değildi. Hırçın olmamakla birlikte Eric Cantona karizmasına sahip bir lider, bir ilham kaynağıydı.
David Seaman’ın sebep olduğu bir penaltının ardından hakeme “kendisinin düştüğü ve pozisyonun penaltı olmadığı” yönünde itiraz eden adamdı Fowler.. (Bu hareket kendisine Fair Play ödülünü getirmiştir ama bu ödülü futbol tarihimizin en hırçın topçularından biri olan Alpay Özalan’ın da almış olması ayrı bir ironidir elbette.) Everton taraftarının kendisini kokainman ilan etmesine cevaben, attığı bir golün ardından aut çizgisine kokain muamelesi yapan ve on binlerce kişiye cevabını tokat gibi yapıştıran da oydu.. Dockers çalışanlarının grevine yeşil çimler üzerinde göğsünü gere gere destek veren, satın aldığı yarış atlarına “some horses” ve “another horse” adını verecek kadar fırlama olan, bunların yanında 1995 sezonunda yine bir Arsenal maçında 4 dakika 33 saniyede 3 gol atabilecek kadar yetenekli olan bir tek o vardı..
Gerrard Houllier’le anlaşamayıp Liverpool’dan ayrılmak zorunda kalsa da, takım takım dolaştıktan sonra Anfield Road'a geri dönüp aradığını bulamasa da, şimdilerde Avustralya’da top koşturuyor olsa da o hala “tanrı” ve kullarının aklı onda, onun da gönlü hala Anfield Road'da..
Kırmızı başka kimseye sana yakıştığı kadar yakışmıyor be adam!
Kopite korosu sizin için seslendiriyor!
When the ball hits the net
Its a fairly safe bet that its Fowler
Robbie Fowler
And When Liverpool score
You will hear the Kop roar "Oh, its Fowler
Robbie Fowler"
Ian Rush, Roger Hunt
Who's the best man up front? "Oh, its Fowler
Robbie Fowler"
He's the King of the Kop
He's the best of the lot
Robbie Fowler!
Robbie Fowler!!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder