1970 doğumlu bir adam.. 18 yaşında Southampton forması giymeye başladı.. 17 yaşında Arsenal’e karşı attığı 3 gol ismini adaya duyurmasını sağladı. Gücü, golü koklama yeteneği, çalışkanlığı ve karakteri onu 1992 yılında Blackburn Rovers’a taşıdı. 1994-95 sezonunda attığı 34 gol Rovers’ı şampiyon, kendisini de Kuzey İngiltere’nin efsanesi yapmaya yetti..
Aynı sezon sonunda Avrupa’da yılın futbolcusu seçildi. Ertesi sene ligde yine gol kralı oldu. Euro 96’nın gol krallığını da bırakmadı.
1996 yılında kral, evine, doğduğu, aşık olduğu topraklara ve formaya kavuştu. Real Madrid ve Manchester United’ın tekliflerini geri çevirip üzerine siyah beyaz çubuklu formayı geçirdiğinde yer yerinden oynadı. Newcastle United'ın Blackburn Rovers'a ödediği 15.000.000 pound o zamana kadar bir oyuncu için ödenmiş en yüksek bonservis bedeli olarak tarihe geçti..
Transferinin ardından İngiltere Milli Takımı’nda kaptanlığa atandı. Yine yılın futbolcusu seçildi. Sonraki 10 yılda sayısız gol attı..
Yıllar geçtikçe sağ dizi onu zorlamaya başladı. Birkaç büyük sakatlık yaşamasına ve aylarca formasından uzak kalmasına rağmen gollerine devam etti. Kariyerinin son günlerinde 201. golünü atarak Newcastle United tarihinin en büyük golcüsü oldu.
Newcastle United formasını giydiği 395. maçta (Sunderland, 17.04.2006) 206. golünü attıktan sonra sağ dizi iflas etti. Sezon sonunda futbolu bırakacağını açıklamıştı.. Sezonun son maçında taraftarı önünde Chelsea’ye de gol atarak veda etmek istiyordu. 3 maç daha dayanamamıştı dizi.. Gözyaşları içinde sahayı terk ederken St. James’ Park, kralını ayakta alkışladı. Sonraki açıklamalarında “Sunderland maçında dizimden gelen sesi duyduğumda her şeyin bittiğini anladım,” dedi.
Jübile maçında dizinde buz torbası vardı. Sakatlığı tüm maçı oynamasına engeldi ama gol atmasına değil. Celtic’e karşı Shearer’s Eleven sahadaydı ve başlama vuruşunu Alan Shearer yaptı. 2-2 devam eden maçın son anlarında Newcastle United’ın kazandığı penaltıyı gole çevirmek için oyuna girdi ve sahadaki futbolcular dahil olmak üzere 52.500 kişi hüngür hüngür ağlarken tebaasını klasikleşmiş sevinciyle son kez selamladı. [Emre Belözoğlu da o gün sahadaydı]
O bir futbol ilahı. Britanya topraklarında yürümüş en büyük golcü ve en büyük kaptan. İlham veren kişiliği, klasikleşmiş gol sevinci ve takımına, şehrine duyduğu aşk ile devleşmiş bir insan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder