3 Kas 2010

"Sir"lerin en güzeli!

Sir Robert William Robson, ya da nam-ı diğer Sir Bobby Robson.. 76 yıllık hayatına sayısız başarılar sığdıran emekli hücum oyuncusu ve teknik direktör..

Çok özleniyorsun güzel insan!

Oyunculuk yıllarında yakaladığı başarılar ya da teknik direktörlük kariyeri boyunca kazandığı kupaların ötesinde bambaşka bir futbol insanı, bir devrimci..

Devrimi, 13 yıl başında kaldığı Denizlispor kıvamındaki Ipswich Town ile UEFA kupasını kaldırması değil, bu 13 yılda genç yeteneklerine inanarak sadece 14 transfer yapmış olmasıdır.. Devrimi, PSV ile kazandığı şampiyonluklar değil o zamana kadar dokunulmaz olan “yıldız oyuncu” kavramını sarsması ve Romario’yu tımarlamasıdır.. Devrimi, İngiltere’nin başındayken milli takımımıza 8 atması değil, “Tanrının Eli” yakıştırmasına tüm basının önünde “Serserinin Eli” diyebilmesidir.. Devrimi, kariyerinin son yıllarında babası kömür madenlerinde çalışırken tanıştığı çocukluk aşkını, Newcastle United’ı Avrupa’ya taşıması değil, her şeyin para üzerine döndüğü futbol dünyasında yeni kontratına imza atarken tek bir poundun bile lafını etmemesidir. Devrimi, harika antrenörler yetiştirmesi değil, kazandığı başarıları yardımcısı Jose Mourinho ile paylaşması ve sağlığında “ondan çok şey öğrendim” diyerek tevazu göstermesi, onu onurlandırmasıdır.

Tüm bunların ötesinde, bu büyük üstadın en büyük devrimi, yeşil sahalarda faal olduğu bunca yıl boyunca bir tek kişinin bile arkasından kötü tek bir cümle kurmamasıdır!

Bu ise kariyerinin, başarılarının, yetiştirdiği oyuncuların, geliştirdiği taktik sistemlerin çok ötesinde bir noktadır.

Bu güzel insan, büyük futbol adamı, bir buçuk yıl önce aramızdan ayrıldı. Yıllar boyunca savaştığı, bu yolda defalarca ameliyat masasına yatmasına sebep olan hain kanser önce bağırsaklarında, ardından cildinde, sonra akciğerlerinde, sonra beyninde ve en sonunda yine akciğerlerinde türeyip onu bizden koparmadan önce ise futbol dünyamızın temel taşlarını yerinden oynatmayı başardı.

İyi ki vardın Sir Robson.. İyi ki senin yarattıklarını izleme fırsatımız oldu.. Futbol senin sayende artık daha da güzel.. Huzur içinde yat..

Not: Aramızdan ayrılmadan yaklaşık bir yıl önce, "I am going to die sooner or later. But then everyone has to go sometime and I have enjoyed every minute," demişti. Yaklaşıma, doygunluğa, olgunluğa bakar mısınız?

Tanrının Türk futboluna da bir Sir Bobby Robson bahşetmesi dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder